“Malatya'da yeni yapılar kent belleğini yok ediyor”

Mimarlar Odası’ndan Malatya’da sert çıkış: “Yeniden inşa süreci Malatya'da yerel kimliği ve toplumsal hafızayı silip süpürüyor”

Malatya’da 6 Şubat depremlerinin ardından başlatılan yeniden inşa çalışmalarında yaşanan sorunlar, Mimarlar Odası Genel Sekreteri Tores Dinçöz’ün katılımıyla Malatya’da düzenlenen toplantıda kapsamlı şekilde ele alındı. Hatay, Kahramanmaraş, Elazığ, Diyarbakır, Gaziantep, Şanlıurfa, İskenderun ve Samsun gibi depremin etkilediği şehirlerin şube temsilcilerinin de hazır bulunduğu toplantı, yalnızca bir değerlendirme değil; aynı zamanda bir uyarı ve yol haritası niteliği taşıdı.

“Malatya’nın Özgün Dokusu Yok Oluyor”

Tores Dinçöz, konuşmasının merkezine kent belleği, mimari kimlik ve toplumsal aidiyet kavramlarını aldı.

Bugün Malatya’ya baktığımızda; geçmişin izlerini taşıyan sokaklar, yapılar, mahalleler yerine birbirine benzeyen, kimliksiz, yüksek katlı bloklar yükseliyor. Oysa bu şehir, kendi tarihsel ve kültürel birikimini yansıtan özel bir mimariye sahipti,

diyen Dinçöz, yeni yapılaşma anlayışının teknik anlamda sağlıksız, sosyal anlamda da yıkıcı olduğunu vurguladı.

Dinçöz’e göre mesele sadece betonarme yapılarla ilgili değil; geçmişle bağların koparılmasıyla, insan ilişkilerinin ve toplumsal dayanışmanın da zayıflatılması riski doğuyor.

“Projeler Masada Değil, Sahada Hazırlanmalı”

Yeniden inşa sürecinde yerel aktörlerin dışlanması, Mimarlar Odası’nın en çok eleştirdiği noktalardan biri.

Projeler Ankara’da masa başında hazırlanıyor, ama sahada olan ne mühendis, ne mimar, ne de kentli yurttaş dinleniyor. Bu anlayış kenti değil, yalnızca yapıyı önemser. Oysa şehir dediğimiz şey; bir fiziksel yapılar bütünü değil, yaşayan bir organizmadır,

diyen Dinçöz, merkeziyetçi planlamanın, yerel ihtiyaçları ve gerçeklikleri göz ardı ettiğini ifade etti.

Yerinde Dönüşümde Esneklik Talebi: “Süre Sınırlaması Gerçek Dışı”

Deprem sonrası başlatılan yerinde dönüşüm programı, teknik engeller ve idari karmaşalar nedeniyle yavaş ilerliyor. Haziran sonu olarak belirlenen başvuru tarihinin dar ve işlevsiz olduğunu savunan Dinçöz, başvuruların süresiz şekilde açık tutulması gerektiğini ifade etti:İ

İnsanlar hâlâ projelerini tamamlayamıyor. Birçoğu mimara, mühendise erişememiş, bazıları ise idari boşluklar nedeniyle beklemede. Böylesi olağanüstü bir süreçte tarih koymak gerçek dışı ve adaletsiz olur. Başvurulara açık, esnek ve destekleyici bir sistem getirilmesi şart.

Ranta Dayalı Projeler Eleştirildi: “Barınma Hakkı Üzerinden Kâr Edilemez”

Toplantının bir diğer dikkat çekici başlığı ise afet sonrası uygulanan konut projelerindeki rant iddiaları oldu. Dinçöz, birçok yapım ihalesinde şeffaflık bulunmadığını, müteahhit tercihlerinde kamu yararından çok ticari çıkarların öncelendiğini ifade etti.

Depremden zarar görmüş insanların barınma hakkı, hiçbir koşulda bir yatırım aracı haline getirilemez. Bu etik değildir, toplumsal olarak da yaralayıcıdır. Biz Mimarlar Odası olarak her zaman planlama ilkelerini, kent hakkını ve kamu yararını savunacağız,

diye konuştu.

 

İLGİLİ HABERLER