Profesör Ateş, paylaşımında başta Kültür ve Turizm Bakanlığı olmak üzere etkinliği düzenleyenleri sert şekilde eleştirmiş ve festivalin “rezalet” olduğunu dile getirmişti. Sosyal medyada yaptığı açıklamada ise şu ifadeleri kullanmıştı:
Lanetleme geldi!
"Buyurun festivale, eğlenceye. Gazze kan ağladığı, Müslüman olmayanların bile Gazze için yola düştüğü, İspanya ve İtalya'nın SUMUD filosunu korumak için savaş gemileri göndermeye karar verdiği bir zamanda, Müslüman yurdundaki bu rezaleti lanetliyorum. Eğlenceyi iptal etmek için birkaç şehidin olduğu bir olay ya da şehrimizin yerle bir olması lazım. İnsan olmak için Müslüman olmak yetmiyor."
Bu açıklama sonrası vatandaşlar ikiye bölünmüş, bazıları Ateş’i destekleyerek Hükümet’i eleştirirken, diğer kesim festivallerin şehirde sürmesi gerektiğini savunmuştu.
Yetkililer suspus oldu!
Olayın üzerinden günler geçmesine rağmen, yetkililerin sessizliği ve sorumlulukları birbirine atması, tartışmayı daha da büyüttü. Konu ile ilgili görüştüğümüz Malatya Kültür ve Turizm Müdürü Yener Oba, durumu yakından takip ettiklerini belirtirken, açıklamasında şunları vurguladı:
"Konu bizim tarafımızdan Bakanlığa iletildi. Ayrıca Valiliğe de bilgi verildi. Ancak bizim tarafımızdan herhangi bir açıklama yapma yetkisi bulunmamaktadır. Gereken değerlendirme ve açıklama Bakanlık tarafından yapılacaktır."
Malatya Valiliği yetkilileri ise sorumluluğu yeniden başka bir kuruma havale etti. Yetkililer, konuyu bildiklerini ifade ederken, açıklama veya takip yapılması gereken adresin İnönü Üniversitesi Rektörlüğü olduğunu belirttiler:
“Konu, üniversite bünyesinde değerlendirilmelidir. Gerekli açıklamalar veya adımlar üniversite yönetimi tarafından yapılacaktır. Valilik olarak sürecin takibi rektörlük tarafından gerçekleştirilecektir.”
Görüşme yaptığımız bir Millevekili ise konu hakkında bilgi sabibi olduğunu ancak konunun mülki amirleri ilgilendiğini belirterek, “Valilik veya Bakanlık yetkilileri gereğini yapmalı.” demekle yetindi.
Soruşturma yerine basına akıl verdi!
Ancak İnönü Üniversitesi Rektörlüğü’nden gelen yanıtlar, olayın boyutunu daha da tartışmalı hâle getirdi. Rektör Nusret Akpolat’a ulaşılamazken, Özel Kalem Müdürü Murat Aşan, konuya ilişkin şunları söyledi:
"Konuyu biliyoruz. Bu Sayın Ateş’in şahsi düşüncesi ve şahsi açıklamasıdır. Üniversitemiz bu konu hakkında açıklama yapmayacak. Kendisi öyle düşünmüş ve o açıklamayı yapmış. Üniversitemizde görevli olabilir ama üniversite adına bir açıklama değildir. Onun için açıklama yapmayacağız. Merak eden bir basın mensubu kendisiyle iletişime geçerek ‘Neden böyle bir açıklama yaptınız, amacınız neydi?’ diye sorabilir."
Murat Aşan’ın bu açıklaması şehirde büyük tepki topladı. Basına akıl vermeye kalkışan Özel Kalem, kendi bünyesindeki bir profesörün devlet maaşı alarak yaptığı ve Bakanlığı doğrudan hedef alan açıklamalarını üniversiteyi bağlamıyor diyerek görmezden geldi. Bu tutum, sorumluluktan kaçmak, profesyonellikten uzak ve akıl almaz bir yaklaşım olarak değerlendirildi. Vatandaşlar ve gözlemciler, Özel Kalem’in bu tavrını yerin dibine sokacak kadar eleştirdi, böyle bir yaklaşımın üniversite itibarına zarar verdiğini vurguladı.
Yetkililerin sessizliği ve birbirine atılan sorumluluklar karşısında vatandaşlar da tepkilerini dile getirdi. Birçok kişi, yetkililerin konuyu sürekli başka tarafa havale etmesine tepki göstererek, şehrin kamuoyu nezdinde şeffaf ve net bir açıklama talep etti. Vatandaşlar, “Eğer etkinlik yanlışsa açıklama yapılmalı, aksini düşünen varsa bunu ifade edebilmeli. Sessizlik ve sorumluluğun başkasına atılması kabul edilemez” diyerek çözüm önerilerini ortaya koydu.
Şehirde tartışma büyürken, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın konuya nasıl bir tepki vereceği merak konusu olmaya devam ediyor. Malatya’da yetkililerin sessizliği, Özel Kalem Müdürlüğü’nün sorumsuz yaklaşımı ve vatandaşların haklı talepleri, tartışmalı açıklamalara karşı güçlü bir tepki mekanizmasının eksikliğini bir kez daha gözler önüne seriyor.
