Kenan Kaya ( Özel Haber) - Malatya, son günlerde Türkiye’nin kayısı gündeminde tam bir kriz merkezi haline geldi. Şehrin en önemli ekonomik ürünü ve markası olan kayısı, artık sadece ihracat rakamlarıyla değil, prestij, marka ve onur tartışmalarıyla anılıyor.
Dernek başkanları ve bazı milletvekilleri, piyasaya “Malatya kayısısı” adı altında Özbekistan ve İran menşeli kayısıların sokulduğunu iddia ederek alarm zilleri çaldı. “Malatya’nın markası yok ediliyor, onuru kirleniyor” diyen temsilciler, özellikle büyükşehirler ve yurt dışında Malatya kayısısı adıyla satılan yabancı kayısıların, üreticinin emeğini hiçe saydığını ve Malatya kayısısının itibarını paramparça ettiğini belirtti. Kamuoyu, Malatya kayısısının “uluslararası prestijinin gasp edildiği” iddiasıyla çalkalanıyor.
Lisanslı depolar kurtardı!
Ancak tartışmanın merkezindeki isimlerden Malatya Ticaret Borsası Başkanı Ramazan Özcan, bu ciddi ve kamuoyunu derinden sarsan iddialara karşı tek kelimeyle sessiz kaldı. Ne doğruladı, ne de yalanladı. Bunun yerine yaptığı açıklama, tartışmayı adeta örtbas etmeye çalıştı: “İhracat çok iyi, soğuk hava depolarımız işe yaradı.” Bu sözler, üreticiler ve vatandaşlar nezdinde “Skandalın üzeri örtülüyor, marka gaspı görmezden geliniyor” yorumlarına yol açtı. Kamuoyunda, Ticaret Borsası’nın sessizliği, Malatya kayısısının değerini korumada büyük bir boşluk ve sorumsuzluk olarak değerlendiriliyor.
12 Nisan’da Türkiye genelinde 36 ilde etkili olan zirai don, kayısı ihracatını ciddi şekilde tehdit etmişti. Ancak Malatya’da kurulan lisanslı depolar, 2024 mahsulü kayısıları güvenle muhafaza ederek ihracatın sürmesini sağladı. Başkan Özcan, depoların ekonomik başarıdaki rolünü detaylı şekilde anlattı: “2024 yılında elde etmiş olduğumuz mahsulümüzün önemli bir kısmı hala depolarda duruyordu. 2020 ve 2022 yıllarında kurulan 11 bin ton kapasiteli lisanslı depolar, ürünün sağlıklı koşullarda korunması açısından çok kritik bir görev gördü. Bu depolar sayesinde nisan ayından bu yana 21 bin tonun üzerinde ihracat gerçekleştirdik ve 153 milyon dolar gelir elde ettik. Her ay ortalama 3 bin tonun üzerinde kayısı ihracatı yapıyoruz.”
Ekonomik başarı açıklamaları, ciddi iddiaların önüne geçmek için adeta bir perde gibi kullanıldı. Dernek başkanları ve milletvekilleri, özellikle ihracat rakamlarının ön plana çıkarılmasını “Malatya kayısısının marka değerinin üzerinin örtülmesi” olarak niteliyor.
Vekil mecliste konuştu
CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Meclis kürsüsünden konuyu sert bir şekilde gündeme taşıdı: “Malatya kayısısı adı altında Özbek ve İran kayısıları piyasaya sürülüyor. Ticaret Bakanlığı derhal bu durumu araştırmalı! Üreticinin emeği ve Malatya kayısısının itibarı göz göre göre çalınıyor.”
Malatya’da dernek başkanları da üreticilerin kaygılarını yüksek sesle duyurdu: “Malatya kayısısı adı altında satılan yabancı kayısılar, sadece üreticiyi değil, şehrin prestijini de tehdit ediyor. Malatya kayısısı, dünya çapında kalite ve güvenin sembolüdür. Ama şu anda gördüğümüz tablo, emeğin gasp edilmesi ve markanın yok sayılmasıdır.”
Lisanslı depoların başarısı, ekonomik anlamda kritik olsa da, kamuoyunda tartışılan “para mı marka mı?” sorusunun gölgesinde kalıyor. Depolar sayesinde ihracat devam etse de, Malatya kayısısının prestiji ve üreticilerin emeği, Ticaret Borsası’nın sessizliği ve tartışmalı açıklamalarıyla tehdit altında.
Malatya kayısısı artık sadece ihracat rakamlarıyla değil, şehir onuru, marka değeri ve uluslararası prestijle de sınanıyor. Kamuoyu, sessiz kalan yetkililerden artık yanıt bekliyor.
