Malatya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (MESOB) Başkanı Şevket Keskin, yeni eğitim-öğretim yılı öncesinde zincir marketlere ve özel okullara sert sözlerle yüklendi. Keskin,
Kırtasiye kırtasiyede satılır! Marketin rafında ucuz ithal ürün olmaz! Esnafın ekmeğiyle oynamaya kimsenin hakkı yoktur
diyerek, Ticaret Bakanlığı’nı acil denetime çağırdı.
“DEPREMİN YARASINI SARMADAN MARKET TERÖRÜ!”
6 Şubat depremlerinde Malatya’nın kalbinin durduğunu, binlerce esnafın kepenk kapattığını hatırlatan Keskin,
Esnaf ayakta kalmaya çalışıyor, ama market zincirleri ahtapot gibi sarıyor. Bugün kırtasiye, yarın başka bir sektör… Böyle giderse küçük esnaf diye bir şey kalmayacak. Bu bir soygundur, bu bir adaletsizliktir!
ifadeleriyle adeta ateş püskürdü.
“ÇOCUKLARIMIZ DENEME TAHTASI DEĞİL!”
Şevket Keskin, market raflarında satılan nereden geldiği belli olmayan ürünlerin çocukların sağlığını doğrudan tehdit ettiğini söyledi. Daha önce içinde kanserojen madde çıkan ürünler tespit edildi. Hâlâ aynı tehlike sürüyor. Veliler çocuklarını zehirlemesin, güvenilir kırtasiyeciden alışveriş yapsın! uyarısında bulundu.
“VELİ MARKETTE MUHATAP BULAMAZ!”
Özel okulların kırtasiye satışı yapmasına da sert tepki gösteren Keskin,
Veliler kırtasiyede sorun yaşadığında karşısında esnafı bulur. Ama zincir marketten alınan bir ürünle kime hesap soracaksınız? Raf görevlisine mi, genel merkeze mi? Bu kepazeliğe son verilmeli. Okulların kırtasiye satışı derhal yasaklanmalı!
dedi.
“YASAL DÜZENLEME ACİLEN YAPILMALI”
Bu bir geçim meselesi değil, memleket meselesidir

diyen MESOB Başkanı,
Zincir marketler bu ülkenin sosyal yapısını kemiriyor. Esnaf olmazsa çarşı olmaz, çarşı olmazsa şehir olmaz! Ticaret Bakanlığı derhal harekete geçmeli, yasal düzenleme çıkarılmalı, haksız rekabet bitirilmelidir
diye konuştu.
ESNAF VE VATANDAŞLAR NE DEDİ?
Hasan Demir (25 yıllık kırtasiyeci):
Her yıl okul sezonu yaklaşınca marketler bir anda kırtasiye dolmaya başlıyor. Onlar üç ay satıyor, sonra rafa deterjan koyuyor. Ama biz yıl boyu ayakta kalmaya çalışıyoruz. Müşteri markete gidince esnaf batıyor. Artık dayanacak gücümüz kalmadı.
Ayşe Karagöz (veli):
Çocuğuma marketten boya kalemi almıştım, ertesi gün elleri kıpkırmızı oldu. Araştırdım, sağlığa zararlıymış. Keskin Başkan çok doğru söylüyor, çocuklarımız marketlerin deneme tahtası değil. Ben artık sadece kırtasiyeciden alışveriş yapacağım.
Mehmet Korkmaz (depremzede esnaf):
Dükkanım depremde yıkıldı, konteynerden iş yapmaya çalışıyorum. Bir müşteri geliyor, fiyat soruyor, sonra gidip marketten alıyor. Bizim zaten belimizi deprem kırdı, marketler de üzerine tuz biber ekiyor. Devlet buna bir çare bulmazsa esnaf diye bir şey kalmaz.
Fatma Yıldırım (emekli öğretmen):
Özel okullar bile kendi öğrencisine kırtasiye satıyor. Veliyi mecbur bırakıyorlar. Bu düpedüz sömürüdür. Çocuklarımızın geleceği üzerinden ticaret yapılmasına göz yumulmamalı.
Ali Yalçın (üniversite öğrencisi):
Ben de yıllarca kırtasiyeden alışveriş yaptım. Marketten aldığım defter ikinci haftada dağıldı. Kalite yok, muhatap yok, sadece ucuzluk var. Ama o ucuzluk hem esnafı öldürüyor hem de bize zarar getiriyor.
Zehra Demirtaş (ev hanımı):
Her şey markete girdi: ekmek, kıyma, sebze, beyaz eşya, şimdi de kırtasiye… Esnaf diye bir şey kalmadı. Çocuklarımızın geleceğiyle oynanıyor. Devlet buna seyirci kalmamalı.