Malatya'da akıllara durgunluk veren bir olay yaşanıyor. Battalgazi ilçesi Yıldıztepe Mahallesi'nde vatandaşların sağlığını tehdit eden bir beton santrali, Valilik tarafından mühürlenmesine rağmen, Bakanlık müdahalesiyle yeniden açıldı. Mahalle halkı isyan bayrağını çekerken, “Bu nasıl hukuk, bu nasıl devlet ciddiyeti?” diye soruyor. Şantiye yetkililerinin "Bizim Bakanlıkta adamlarımız var" diyerek Valilik kararını hiçe saymaları, “Devlet içinde devlet mi var?” tartışmalarını yeniden alevlendirdi.
Vatandaşlar şaştı kaldı
Yıldıztepe Mahallesi Muhtarı Bayram Alışık'ın açıklamaları, yaşanan skandalın boyutunu tüm çıplaklığıyla gözler önüne serdi. Mahalleli, beton santralinin üretime devam etmesi nedeniyle toz, duman ve gürültüyle boğuşuyor. Hasta, yaşlı, çocuk demeden binlerce insan bu yaz sıcağında evinin camını bile açamıyor. TOKİ inşaatlarına beton satışı yapan Şantiye, mahalle sakinlerine adeta yaşamı zindan etti.
Muhtar Konuştu, Gerçekler Tokat Gibi Yüzlere Çarptı
Muhtar Bayram Alışık’ın, Malatya’da ilk kez bu kadar açık ve cesur biçimde konuşması dikkat çekti. İşte hiçbir şekilde değiştirmeden, olduğu gibi verdiği o çarpıcı açıklama:
Evler yıkılmıştı, sabrettik ama bu zulüm. Vatandaşların bütün şikayetlerine rağmen dedik ki 'Biraz sabredelim. Evler yıkılmış, sonuçta vatandaşlar için evler yapılıyor, biraz da zahmete biz katlanalım' dedik, bekledik. Orası bittikten sonra biz zannettik ki beton santralinin işi bitti, buradan kalkacak. Fakat yeniden üretime devam etmeye başladılar. Sonra öğrendik ki ta on kilometredeki Malatya'nın oradaki TOKİ alanına ve Fahri Kayahan bölgesine burada beton satılıyor ve mevsim olarak yaz, sıcağın 40- 45 derece olduğu günleri yaşıyoruz. Bu bölgede özellikle vatandaşlar camlarını, pencerelerini açamıyorlar. Tozda, dumanda nefes alamıyorlar. Hastası olan var, çocuğu olan var, yaşlısı olan var. Biri çıkıp sitesinde, bir ağaç gölgesinde nefeslenemiyor. Hal öyle bir noktaya geldi ki artık millet ‘illallah’ etti. ‘Biz artık toplanacağız oraya, ya bizi vursunlar, artık öyle edeceğimize böyle edin’ dediler.
“Bizim bakanlıkta adamlarımız var, dediler"
Yerleşim alanı içerisinde olduğu gerekçesiyle belediye tarafından mühürlenen santralin bir hafta sonra tekrar faaliyete geçtiğini belirten Alışık, şu ifadeleri kullandı:
Ben de olayın ciddiyeti üzerine Sayın Valimizi gece saat 11'de bilgilendirdim. Sağolsun Sayın Valimiz talimat verdi, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü memurları geldiler, incelemeler yaptılar. Dediler ki; 'sivil yerleşim alanı içerisine kurulmuş bu birinci, yasaya aykırıdır.’ İkincisi, aşırı toz ve duman çıkarıyor. Sağlığa aykırıdır.' Tuttular, 668 bin lira ceza yazdılar ve en kısa sürede buranın mühürlenip kapatılıp tahliye edilmesi yönünde karar aldılar. Kaymakamlığımız, Battalgazi Belediyesi Zabıta Amirliğini bilgilendirerek geldiler. Burayı mühürlediler. Mühürlenme anında ben de oradaydım. Ve şantiye yetkilileri şu ifadeyi kullandılar bizlere karşı 'Siz mühürleyebilirsiniz. Bir saat sonra biz burayı yine açtıracağız' dediler. Ben inanmadım. Hani kızgınlık anında telaffuz edilmiş bir cümle olarak yorumladım. 'Bizim bakanlıkta adamlarımız var’ dediler. 'Biz burayı açtıracağız' dediler.
"Valilik mühürledi, şantiye bir hafta sonra yeniden faaliyete geçti"
Aradan bir hafta geçti. Burası tekrar aynı şartlarda, hiçbir değişiklik yapmadan faaliyetine devam etmeye başladı. Bakanlık çalışanları da kim bunların dostuysa, kim arkadaşıysa ben bilmiyorum. Bunu da çözmek milletvekillerimize ve bakanımıza düşer. Şimdi bir firma burada para kazanacak diye, bakanlıkta adamları var diye burada yaşayan yüzlerce hanenin, binlerce insanın sağlığını hiçe sayma hakları var mı? Çocukların, yaşlıların, bir tanesi size bahçesine çıkıp bir saat nefes alamıyor. Burası ayrı devlet Ankara ayrı bir devlet değil. Buradaki kaymakamlığın, valiliğin almış olduğu kararı Ankara’dan nasıl bozabiliyorlar? Bir tane kanun yok mu?"
Malatya Yıldıztepe halkı yaşanan süreci artık sessizce izlemeyeceğini söylüyor. Mahallede toplanan bazı vatandaşlar, "Ankara'daki bir masa başı adamın, buradaki çocuklarımızdan daha mı kıymetli?" diye soruyor. Bazıları da “Bizi vursunlar daha iyi, zaten nefes alamıyoruz” diyerek çaresizliklerini haykırıyor.
Soru Çok, Cevap Yok: Hangi Bakanlık, Hangi Yetkiyle?
Malatya Valilik kararına rağmen bir santral nasıl yeniden açılır? Çevre ve insan sağlığı tehdit altındayken hangi siyasi ya da bürokratik ilişki bu kararı çiğneyebilir? Kimdir bu “adamlar”? Kim koruyor bu firmayı?
Malatya'da Devletin Eli mi Kolu mu Bağlı?
Olayın ardından gözler Malatya milletvekillerine ve Bakanlığa çevrildi. Kamuoyu artık şu sorunun net cevabını istiyor: "Burada devlet kimin yanında? Halkın mı, firmanın mı?"