Malatya’da Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı konteyner kentte kalan kamu görevlilerinin 20 Haziran’da kadar tahliye edilmesine yönelik alınan karar, bölge halkı ve sendikalar arasında büyük endişe yarattı. Malatya Türk Kültürü Sanat-Sen İl Temsilciliği, söz konusu kararın birçok memur ve depremzede için “yeni bir mağduriyet süreci” başlatacağı uyarısında bulundu.
Sendika tarafından yapılan açıklamada, konteyner kentte halen yaşayan İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü personelinin önemli bir kısmının kalıcı barınma imkânına sahip olmadığı, kira fiyatlarının fahiş seviyelerde olduğu ve alternatif konut bulmanın son derece zorlaştığı vurgulandı.
“Kalacak Yerimiz Yok, Gidersek Nereye Gideceğiz?”
Konteyner kentte yaşayan memurlardan Ayşe K., karara tepki göstererek şunları söyledi:
İki yıldır burada yaşıyoruz. Evimiz yıkıldı. Kiralık ev bulmak çok zor, bulduğumuz da maaşımızla ödeyebileceğimizin çok üzerinde. Bize bir çözüm sunulmadan konteyneri boşaltmamız isteniyor. Bu adil mi?
Memur Mehmet T. ise devletin daha duyarlı olması gerektiğini savundu:
Depremin üzerinden zaman geçse de etkileri silinmedi. Psikolojik olarak toparlanamadık. Evi olmayan, eşyası olmayan insanlar nereye gitsin? Önce çözüm gösterilsin, sonra tahliye edilsin.
Sendikadan Eşya Çağrısı: “Hurda Olmasın, Depremzedeye Verilsin”
Malatya Türk Kültürü Sanat-Sen, konteynerlerde bulunan buzdolabı, yatak, televizyon gibi temel yaşam malzemelerinin tahliye sonrası hurdaya ayrılmak yerine hâlâ ihtiyaç sahibi olan depremzede vatandaşlara verilmesini talep etti.
Sendika yetkilileri,
Bu adım hem kamu kaynaklarının israfını önleyecek hem de vatandaşın temel ihtiyaçlarını karşılayarak yaraların sarılmasına katkı sağlayacaktır. Sosyal adaletin, kamu vicdanının ve insan onurunun gereği budur
ifadelerini kullandı.
“Psikolojik Etkiler Göz Ardı Edilmemeli”
Açıklamada ayrıca, konteynerlerde kalan insanların yalnızca fiziksel değil, duygusal ve psikolojik anlamda da hassas bir süreçten geçtiğine dikkat çekilerek şöyle denildi:
Bu gerçeklik göz önünde bulundurulmadan yapılacak her türlü ani tahliye uygulaması sadece bedenleri değil, ruhları da yıpratacaktır. Konteynerlerde yaşamak zorunda kalan personele yeni barınma olanakları sağlanmadan yapılacak tahliyeler, devlete güveni sarsacaktır.
Geçtiğimiz Haftalarda Eylem Yapılmıştı
Öte yandan, geçtiğimiz haftalarda Malatya’daki başka bir konteyner kentte benzer bir tahliye kararına tepki olarak memurlar ve depremzede vatandaşlar protesto gösterisi düzenlemişti. "Evimiz yoksa nereye gidelim?”, “Barınma hakkımız engellenemez” yazılı pankartlarla alana çıkan yurttaşlar, sloganlar atarak kararın iptal edilmesini istemişti.
Göstericiler, basın açıklamasında şunları dile getirmişti:
Depremde canımızı zor kurtardık. Şimdi de barınma krizinin ortasındayız. Kalıcı konutlarımız tamamlanmadan, geçici çözümler sunulmadan konteynerleri boşaltmamız isteniyor. Bu mağduriyeti kim çözecek?
Bakan mehmet nuri Ersoy’a Çağrı
Malatya Türk Kültürü Sanat-Sen İl Temsilciliği, açıklamasının sonunda Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’a da seslenerek sürece müdahale çağrısı yaptı.
Sayın Bakanımızdan beklentimiz, Malatya’daki konteyner tahliye sürecinin gözden geçirilmesidir. Burada yaşayan insanlar hâlâ depremin yıkıcı etkilerini iliklerine kadar hissediyor. Yeni mağduriyetler yaratılmadan, kalıcı ve insani çözümler sunulmalıdır.
“Birlik, Dayanışma ve Vicdanla Hareket Edilmeli”
Sendika açıklaması şu ifadelerle sona erdi:
Depremin etkileri henüz silinmiş değildir. Bu zor dönemde karar vericilerin birlik, dayanışma ve adalet temelinde hareket ederek sorunu çözmesini bekliyoruz. Konteynerdeki yaşam bir tercih değil, mecburiyettir. Bu mecburiyeti görmezden gelmek, sosyal adaleti zedelemek olur.