Kenan Kaya ( Özel Haber) - Malatya’da büyük beklentiyle yürütülen çarşı projesi, haftalardır hem siyasi tartışmalara hem de kamuoyunun tepkisine konu olmaya devam ederken, son olarak yaşanan “basına kapı politikası” tartışmaları gündemin merkezine oturdu. Kentin tam kalbinde yer alan, esnafın yeniden ayağa kalkmayı beklediği Malatya Çarşısı’nın yerel basına kapatılması ancak İstanbul'dan gelen gazetecilere özel bir tanıtım gezisi düzenlenmesi, “çifte standart mı uygulanıyor?” sorusunu yeniden gündeme taşıdı.
Bakan Ziyaretinde Bile Basına Sınırlı Erişim
Geçtiğimiz haftalarda Malatya’ya gelen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un çarşı ziyareti sırasında, basına yalnızca giriş kapısında kısa bir görüntü alma hakkı tanınmış, ardından tüm alan basına kapatılmıştı. O gün yapılan basın toplantısının ardından içeride neler olduğu, ne aşamaya gelindiği ve sorunların ne olduğu ile ilgili yerel basına tek bir satır bilgi dahi verilmemişti.
Ancak bu hafta yaşanan gelişme, Malatya kamuoyunu şaşkınlığa uğrattı. Vali Seddar Yavuz’un davetiyle Malatya’ya birçok hizmet yapan ve yardımları ile takdir toplayan MİAD Başkanı Yunus Akdaş ile birlikte Malatya’ya gelen İstanbul merkezli bazı gazeteciler, Malatya’nın çarşısı başta olmak üzere Göztepe, İkizce, Akkent ve Çavuşoğlu gibi mahallelerde yapımı devam eden TOKİ inşaatlarını yerinde inceledi. Üstelik detaylı bir bilgilendirme eşliğinde…
Aynı Çarşı, Farklı Davranış
Malatya’da yayın yapan gazeteciler, aylardır Valilikten ve ilgili kurumlardan defalarca bilgi talep etmelerine rağmen çarşı sahasına giremezken, İstanbul’dan gelen basın mensuplarının gezdirilmesi tepkiyle karşılandı. Mimarlar Odası Malatya Şube Başkanı Yunus Emre Finadel’in “Ben bile giremedim” diyerek yaptığı açıklama, Malatya’daki kurumların yereldeki uzmanlara ve kamuoyuna ne kadar mesafeli olduğunu gözler önüne serdi.
Valilikte Özel Brifing, Yerelde Sessizlik
İstanbul’dan gelen ekonomi yazarları Ali Çağatay, Celal Toprak, Zeynep Aktaş ve Malatyalı köşe yazarı Vahap Munyar, MİAD Başkanı Yunus Akdaş’ın koordinasyonuyla Malatya’ya getirilerek, Vali Seddar Yavuz ve Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er ile özel bir yemekli toplantıda buluştu. Toplantıda Malatya’nın mevcut durumu ve geleceğe dair projeleri detaylı şekilde anlatıldı. Ertesi gün ise gazeteciler şantiyeleri yerinde gezdi, fotoğraflar çekti, videolar aldı, projelerle ilgili tüm detayları ilk ağızdan öğrendi.
Ancak Malatya’daki yerel basın bu sahnelere yine uzaktan bakmakla yetindi. Bu durum, Malatya basınına adeta “siz bilmeyin, siz görmeyin, siz yazmayın” mesajı olarak yorumlandı.
Kamuoyundan Yükselen Tepkiler: “Malatya Sahipsiz mi?”
Yerel basının sürece dâhil edilmemesi, sadece mesleki değil aynı zamanda demokratik bir sorun olarak görülüyor. Halkın haber alma hakkını savunan basın mensupları, “Bu kent bizim, gazetecilik de bizim görevimiz. İstanbul’dan gelen konuklara gösterilen özenin çeyreğini bize göstermiyorlar. Şehir yeniden inşa edilirken biz dışarıda bırakılıyoruz” tepkisini dile getiriyor.
Vatandaş Ne Diyor?
Haberimizin ardından mikrofon uzattığımız bazı Malatya sakinleri ise yaşananlara tepki gösterdi:
Emine Gezgin
“Dükkanım depremde yıkıldı, hâlâ konteynerdeyim. Ne zaman dükkanıma kavuşacağımı bilmiyorum. Bizim için yapılan projeyi bize anlatmıyorlar da İstanbul’dan gelen gazeteciye anlatıyorlar. Bu nasıl iş?”
İsmail Turhan
“Basına güveniyorum. Ama basını dışlarsan, halkı da karanlıkta bırakırsın. İstanbul basınına açılan kapılar neden Malatya basınına kapalı? Biz bu şehirde yaşamıyor muyuz?”
Hakan Yıldız
“Yerel gazeteciler olmasa hiçbir şeyden haberimiz olmayacak. Onlar içeri alınmıyor, başkaları dışarıdan geliyor, projeyi onlar görüyor. Bu haksızlık değil de nedir?”
Sonuç olarak, Malatya’da deprem sonrası yürütülen yeniden inşa süreci sadece binaları değil, güveni de yeniden inşa etmek zorunda. Bu güvenin temeli ise şeffaflık ve eşitliktir. Valiliğin ve ilgili kurumların, yerel basına karşı bu dışlayıcı tutumdan acilen vazgeçmesi ve kamuoyunun doğru bilgiye ulaşma hakkını tanıması gerekiyor.
