Malatya’nın Hekimhan ilçesinde yürütülmesi planlanan siyanürlü altın arama çalışmalarına karşı tepkiler giderek büyüyor. Hekimhan Köylü Köyü Sosyal Dayanışma Kültür Derneği Başkanı Erhan Demirton ve yönetim kurulu üyeleri, Karagüney Mahallesi’nden başlayarak Obuz, Köylü Köyü, Başkınık ve Hasançelebi mahallelerini kapsayan projeye sert sözlerle karşı çıktı.
Dernek Başkanı Demirton, yaptığı açıklamada, siyanürlü altın arama faaliyetlerinin köylerin doğasını, insan sağlığını ve gelecek nesillerin yaşam hakkını tehdit ettiğini vurguladı.
“Köyümüz, dedelerimizin emek verdiği topraklardır”
Demirton, köylülerin yüzlerce yıllık emeğini hatırlatarak şu ifadeleri kullandı:
“Malatya Hekimhan Karagüney Mahallesi’nden başlayarak Obuz, Köylü Köyü, Başkınık ve Hasançelebi mahallelerini kapsayan siyanürlü altın arama çalışmalarına karşı hep birlikte haykırıyoruz: Yaşam alanlarımız altından daha değerlidir! Bizim köyümüz, dedelerimizin, ninelerimizin yıllarca emek verdiği, alın teriyle suladığı, tohumunu kendi elleriyle serptiği topraklardır. Bu topraklarda kayısı ağaçlarımız kök salmış, bağlarımız, bahçelerimiz, derelerimiz ve hayvanlarımızla iç içe bir yaşam sürdürülmüştür.
Kayısının sadece bir meyve değil, aynı zamanda bir kültür ve geçim kaynağı olduğuna dikkat çeken Demirton, “Kayısılarımız dünyanın dört bir yanına gönderilmiş, sofralara bereket olmuş, memleketimizin adıyla özdeşleşmiştir. Bizim için kayısı; alın terinin, sabrın ve doğayla uyum içinde yaşamanın sembolüdür” dedi.
“Masallarla kandırmaya çalışıyor”
Dernek açıklamasında, bölgede faaliyet yürütmek isteyen Saya Madencilik firması ve destekçileri de sert sözlerle eleştirildi:
“Saya Madencilik ve onun işbirlikçilerinin ‘çevre kalkınacak, iş imkânı doğacak’ masallarıyla köylülerimizi kandırmaya çalıştığını biliyoruz. Oysa biz çok iyi biliyoruz: Siyanürlü altın arama demek; zehirli atıkların toprağımıza, su kaynaklarımıza ve havamıza karışması demektir. Birkaç yıllık sahte ekonomik kazanç uğruna yüzlerce yıl temiz kalması gereken topraklarımız yok edilecek, çocuklarımızın ve torunlarımızın geleceği çalınacaktır.”
“Bir karınca bile madenlerden daha kıymetli”
Demirton, doğaya verilen zararın telafisi olmayacağını dile getirerek şu çarpıcı ifadeleri kullandı:
“Bizler doğamızla, kuşlarımızla, arılarımızla, böceklerimizle, dağlarımızın serin rüzgârıyla, derelerimizin berrak suyuyla yaşamak istiyoruz. Bizim için köyümüzün karıncası bile altın madeninden daha kıymetlidir. Kayısımızın sarısı, toprağımızın bereketi, havamızın temizliği, çocuklarımızın sağlığı hiçbir altın külçesiyle ölçülemez.”
“Doğamızdan, suyumuzdan, sağlığımızdan vazgeçmeyeceğiz”
Hekimhan Köylü Köyü Sosyal Dayanışma Kültür Derneği’nin açıklaması, köylülerin kararlılığını da gözler önüne serdi:
“Doğamızdan, suyumuzdan, ekmeğimizden, sağlığımızdan asla vazgeçmeyeceğiz. Atalarımızdan emanet aldığımız bu toprakları çocuklarımıza temiz bir şekilde bırakmak en büyük sorumluluğumuzdur.”
“Çekin kirli ellerinizi köylerimizden”
Demirton son olarak Saya Madencilik’e seslenerek, “Bizim yaşam alanlarımız üzerinde oyun oynayamazsınız. Köylerimizi, bahçelerimizi, tarlalarımızı, suyumuza hayat veren dağlarımızı yok edemezsiniz. Çekin kirli ellerinizi köylerimizden ve defolup gidin!” ifadelerini kullandı.
Vatandaşların Tepkisi
Dernek açıklamasının ardından bölge halkı da tepkilerini dile getirdi:
Hasançelebi sakini Mehmet Kaya: “Bizim ekmeğimiz toprağımızdan çıkıyor. Toprak olmadan kayısı da olmaz, hayvan da olmaz. Siyanürlü altın çıkaracaklarmış, bize iş vereceklermiş. Çocuklarımız zehir soluduktan sonra o işin ne kıymeti var? Biz maden değil, sağlıklı bir hayat istiyoruz.”
Obuz Mahallesi’nden Zeynep Karadeniz: “Bizim köyümüzde arıcılık yapılıyor. Siyanür havaya, suya karışırsa arılarımız ölür. Arı ölürse tarım da biter. Çocuklarımıza bırakacağımız en büyük miras temiz doğadır. Bu toprakları parayla ölçemezsiniz.”
Köylü Köyü’nden emekli öğretmen Ali Çetinkaya: “Ben yıllarca öğrencilerime doğayı korumayı, emaneti gelecek nesillere bırakmayı anlattım. Şimdi bizim köyümüzde doğa yok edilmek isteniyor. Buna izin verirsek yüz yıl sonra bu köylerin adı bile kalmaz. Altın geçici, ama doğa sonsuzdur. Yetkililer bu yanlıştan dönmeli.”