Türk sanat müziğinin efsane sesi, “Devlet Sanatçısı” unvanlı Muazzez Abacı, 78 yaşında hayatını kaybetti. Geçtiğimiz günlerde kalp krizi geçirerek hastaneye kaldırılan Abacı, böbrek yetmezliği nedeniyle ciğerlerinde su toplaması sonucu yaşamını yitirdi. Usta sanatçının menajeri Taner Budak, “Sanatçımız geçtiğimiz hafta kalp rahatsızlığı nedeniyle anjiyo olmuş ve stent tedavisi uygulanmıştı. Ancak anjiyo sırasında verilen kontrastlı sıvı böbreklerinde sorun yarattı. Böbrekler görevini tam anlamıyla yapamadığı için ciğerleri su topladı ve nefes alma sorunu gelişti. Tedavisine yoğun bakımda devam ediliyordu ancak maalesef kaybettik” açıklamasını yaptı.

Sanat Dünyası Yasta
Muazzez Abacı’nın vefat haberi kısa sürede ülke genelinde büyük üzüntü yarattı. Sosyal medya hesaplarında sanatçının unutulmaz eserleriyle birlikte binlerce taziye mesajı paylaşıldı. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Abacı’nın Türk sanat müziğine yaptığı katkılardan dolayı duyulan minnettarlığı ifade eden bir mesaj yayımladı.
Müzik dünyasında üzüntü ile duyurulan vefat haberi Malatya'da da şok etkisi yarattı. Malatya milletvekili Veli Ağbaba sosyal medya hesabındaki paylaşımında, "Türk sanat müziğinin efsane ismi Muazzez Abacı'yı kaybetmenin derin üzüntüsü içindeyim.
Doğum gününde yaşama veda eden Abacı'ya Allah'tan rahmet,ailesine, sevenlerine ve sanat camiasına başsağlığı diliyorum"ifadelerini kullandı. Büyükşehir belediye başkanı Sami Er ise şu ifadeleri kullandı:
"Türk sanat müziğinin usta sanatçısı Muazzez Abacı’nın vefat haberini büyük bir üzüntüyle öğrendim.
Kendisine Allah’tan rahmet; ailesine, sevenlerine ve sanat camiasına sabır diliyorum"
Bir Devrin Sesi: Muazzez Abacı
Asıl adı Hicran Muazzez Abacı olan sanatçı, 2 Kasım 1947’de Ankara’da doğdu. Babası Oktay Altıoklar’dır. İlkokula yatılı olarak başladığı Ankara Koleji’nde lise öğrenimini de tamamladı. 1966 yılında Ankara Radyosu’nda profesyonel müzik yaşamına adım atan Abacı, kısa sürede klasik Türk müziği sahnesinin en güçlü kadın seslerinden biri olarak tanındı.

1973 yılında Kervan Plak etiketiyle yayımladığı “Bir Sen Kaldın İçimde” adlı ilk plağıyla büyük çıkış yakalayan sanatçı, ardından “Şakayık”, “Yasemen”, “Vurgun” ve “Sensiz Olmadı” gibi unutulmaz albümlerle Türk müzik tarihine adını altın harflerle yazdırdı. Özellikle “Vurgun” adlı eseri, sanatçının kariyerinin dönüm noktası olarak kabul edildi.
Abacı, 1998 yılında Kültür Bakanlığı’nın tavsiyesiyle verilmeye başlanan Devlet Sanatçısı unvanına lâyık görüldü. Türk sanat müziğinin klasik formunu sahneye taşıyan, çok sesli orkestralarla harmanlayan ilk kadın yorumcular arasında yer aldı.
2000’li yılların başında müzikte yaşanan durgunluk nedeniyle sahne çalışmalarını azaltan sanatçı, son yıllarda zamanını torunlarına ve ailesine ayırıyordu. Abacı, uzun bir süredir kalp ve böbrek rahatsızlıkları nedeniyle tedavi görüyordu.
Türk Müziğinde Silinmeyecek İzler Bıraktı
Muazzez Abacı, 50 yılı aşkın müzik kariyeri boyunca hem radyo hem de sahne kültürünün en güçlü isimlerinden biri oldu. Klasik Türk sanat müziğini popülerleştirerek geniş kitlelere ulaştıran sanatçı, sahnede zarafeti, güçlü sesi ve duruşuyla bir döneme damgasını vurdu.
Abacı, 1969 doğumlu kızı Saba’nın annesiydi. İlk evliliğini polis memuru Abdurrahman Abacı ile yapmış, daha sonra avukat Atilla Kurtbaş ile kısa süreli bir evlilik yaşamıştı.

Unutulmaz Albümleri
Sanatçının müzik kariyerinde imzasını attığı bazı albümler:
Dönüş (1978)
Yasemen (1981)
Şakayık (1986)
Felek (1989)
Vurgun (1990)
Sensiz Olmadı (1991)
Efendim (1992)
Tövbe Allahım (1998)
Bir Efsanedir (2013)
Sezen’imin Şarkıları (2018)
“Vurgun” Gibi Bir Hayat
Sanat dünyasında “Türk müziğinin hanımefendisi” olarak anılan Muazzez Abacı, sadece sesiyle değil, sahneye kattığı zarafet ve duygusallıkla da bir döneme damgasını vurdu. 78 yaşında hayata veda eden Abacı, geride onlarca unutulmaz eser, binlerce seven ve Türk sanat müziğinin en güçlü kadın seslerinden biri olarak silinmeyecek bir miras bıraktı.
Ruhu şad, sesi daim olsun...
