Kenan Kaya ( Özel Haber) - Malatya’da eğitim görmek için İnönü Üniversitesi ve Turgut Özal Üniversitesi’ni tercih eden öğrenciler, şehrin ağır koşulları ve yurtlarda yaşanan rezaletlerle karşı karşıya. Barınmadan ulaşım ve yemekhane sorunlarına, hijyen eksikliğinden sosyal imkan yoksunluğuna kadar onlarca problemle boğuşan gençler, yetkililerin duyarsızlığı karşısında adeta yalnız bırakılıyor.
Kız öğrenciler tüm ısrarlarına rağmen Battalgazi Kız Öğrenci Yurdu’ndan alınarak İlhan Akıncı KYK Yurdu’na yerleştirildi. Bu zorunlu nakil kararı karşısında tepkilerini dile getiren öğrenciler, KYK yetkililerinin adeta görmediğini, duymadığını ve konuşmadığını ifade ediyor. “İnsanlık dışı bir uygulama ile yerimizden edildiğimiz halde yetkililerden tek bir açıklama dahi gelmiyor Bizi kamyonet arkasında eşya gibi taşıdırlar” diyen öğrenciler, yaşadıkları haksızlığın boyutunu gözler önüne seriyor.
Pislik diz boyu!
Yeni yurtlarda öğrencilerin karşılaştığı tablo ise tam bir rezalet. Tuvalet kağıtları, sigara izmaritleri, jiletler ve kirli atletler yurt koridorlarında günlerce beklerken, öğrencilerin şikâyetine verilen yanıt ise “Bunları siz temizleyeceksiniz, bizim görevimiz değil” oldu. Koridorlarda biriken çöpler yurtları adeta pislik yuvasına çevirdi ve öğrenciler, sosyal medya üzerinden paylaştıkları fotoğraflarla yaşadıkları rezaleti kamuoyuna duyurmaya çalıştı.
Öğrenciler sosyal medyadan ses yükseltiyor
Öğrenciler sosyal medya hesabı İnönü kampüs isimli platformdan paylaşımları aracılığıyla seslerini duyurmaya çalışıyor. Ancak bazıları artık isyan etmekten, ses yükseltmekten vazgeçmiş durumda. “Sesleniyoruz, sesimizi duyurmuyorlar. Bu şehirde öğrenciyi ezmeye çalışıyorlar” diyen gençler, yaşadıkları çaresizliği açıkça ortaya koyuyor.
Ulaşım sorunları da öğrencilerin günlük yaşamını ciddi şekilde etkiliyor. İnönü Kampüsü öğrencileri, her gün tıklım tıklım dolmuş otobüslerle okula gitmek zorunda bırakılıyor. “Biz böyle seyahat etmek, böyle okula gitmek istemiyoruz. Lütfen otobüs sayısını artırın” çağrısı, yetkililere yönelik çaresiz bir çığlık niteliğinde.
Yemekler ya! çürük ya pişmemiş!
Yemekhane konusunda ise öğrencilerin yaşadığı skandal sınırları zorluyor. Sabah kahvaltısında önlerine çürük zeytin konulan gençler, öğle ve akşam yemeklerinde az pişmiş, adeta kanlı et parçalarıyla karşılaşıyor. Öğrenciler bu duruma tepki göstererek, yaşadıkları rezaleti artık ailelerine bildirmek zorunda kaldıklarını açıkladı. Eğitim için geldikleri şehirde temel beslenme haklarının hiçe sayılması, gençlerin tepkisini daha da artırıyor.
Valiye seslendiler!
Bunca rezalete rağmen sivil toplum kuruluşları, belediyeler, valilik, yurt yetkilileri ve siyasiler sessizliğe gömülmüş durumda. Tepki göstermesi ve çözüm üretmesi beklenen kurumlar, öğrencilerin haklı çığlıklarını görmezden geliyor. Malatya’ya eğitim için gelen gençler, barınma ve beslenme haklarını kullanamıyor, eğitim hakkı ikinci plana itiliyor. Öğrenciler artık tek çarelerinin Malatya Valisi olduğunu belirtirken, “Gerekirse bir heyet oluşturarak kendisi ile görüşmeye çalışacağız. Bildiğimiz kadarı ile bu ilde çalışna ve vatandaşı dinleyen tek kişi Sayın Vali. Yurt yönetimine sesimizi duyuramıyoruz belki Seddar Yavuz bizim sesimizi duyar yardım eeder. Biz yaşadıklarımızdan gerçekten yorulduk” ifadelerini kullandılar.
Malatya’ya üniversite okumak için gelen gençler, günlerce çöplerle dolu koridorlarda barınmak, tıkabasa dolmuşlarla okula gitmek ve sağlıksız yemekleri yemek zorunda bırakılıyor. Sosyal medya ve kampüs paylaşımları, öğrencilerin artık yetkililerden hiçbir çözüm beklemediğini ve seslerini duyurmanın neredeyse imkânsız olduğunu gösteriyor. Bu tablo, şehrin eğitim karnesini derinden zedelerken, öğrencilerin yaşadığı rezalet ve sahipsizlik, Malatya’daki yetkililerin sorumsuzluğunu gözler önüne seriyor.
Öğrencilerden Tepkiler:
Elif Y. - "Koridorlarda günlerdir tuvalet kağıtları, sigara izmaritleri, jiletler ve kirli atletler birikiyor. Her gün o pislik içinde yürümek zorunda kalıyoruz. Yetkililere defalarca söyledik ama hiçbir çözüm yok. Kendimizi tamamen sahipsiz ve yalnız hissediyoruz. Bu kadar umursamazlık olabilir mi? Biz sadece eğitimimizi almak için buradayız ama yaşadığımız barınma şartları insanlık dışı."
Kübranur B. - "Yemekler gerçekten dayanılmaz bir hâl aldı. Sabah kahvaltısında çürük zeytinler, öğle ve akşam yemeklerinde ise az pişmiş, kanlı et parçaları geliyor. Bazen yemek yemeyi bırakmak zorunda kalıyoruz. Bu durumu yetkililere ilettik ama hiçbir geri dönüş yok. Artık ailelerimize bile bildirmek zorunda kaldık, çünkü başka çaremiz yok. Bu şehirde öğrenciyi hiçe sayıyorlar."
Esra K. - “Yurtlarda çamaşırlarımızı yıkamak için alan var ama makineler bozuk ve uzun süredir tamir edilmiyor. Herkes çamaşırlarını yıkamak için sıra beklerken sorun çözülemiyor. Bu kadar basit bir sorunun bile çözülmemesi utanç verici. Biz öğrenciyiz ve insanca yaşama hakkımız var. Ama buradaki yetkililer ne yazık ki bu hakkı umursamıyor.”
Mert A. - "Ulaşım konusu da tam bir felaket. Sabahları tıkabasa dolmuşlarla kampüse geliyoruz, çoğu zaman otobüsler insan taşımaktan çok öteye geçemiyor. Her gün böyle yolculuk yapmak hem fiziksel hem de psikolojik olarak çok zor. Yetkililere defalarca söyledik ama çözüm yok. Artık umutsuzuz ve sadece eğitimimizi almak için değil, temel haklarımızı savunmak için bile mücadele etmek zorundayız."
