“Malatya’nın Feryadı Göğe Çıkıyor, Vekiller Hâlâ Sessiz!
Malatya…
Bir zamanlar bereketin, üretimin, alın terinin toprağa can verdiği şehir.
Şimdi ise; enkazın, konteynerlerin, yarım kalan umutların şehri.
Deprem vurdu, yıktı geçti.
Ama depremden daha beter olan bir şey var: Kime bağırsa sesinin dönüp kendisine çarpması.
Malatya’nın bugün en büyük acısı yıkım değil, sahipsizliktir.
Şehir konuşuyor, esnaf konuşuyor, depremzede konuşuyor…
Vali çırpınıyor;
Ama bu konuşmaların karşısında koskocaman bir boşluk:
Malatya’nın milletvekilleri.
Geçtiğimiz günlerde Meclis kürsüsünde öyle bir ses yükseldi ki…
O ses Malatya’dan değil, Hatay’dan geldi.
CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, kürsüye çıktı ve Malatya’nın vekillerinin söylemediğini bir nefeste söyledi:
“Malatya’nın, Adıyaman’ın, Kahramanmaraş’ın Van’dan ne eksiği var? Böyle bir şey kabul edilemez. Bu vicdansızlık. Bakan Bey gelsin bölgeye, esnafın hâlini yerinde görsün!”
Bu cümle Meclis’e sığmadı, Malatya’nın üzerinde bir tokmak gibi yankılandı.
Çünkü bu cümle, Malatya adına konuşması gerekenlerin konuşmadığını yüzümüze yüzümüze vurdu.
Bir Hatay vekili bağırıyor…
Peki Malatya’nın vekilleri nerede?
Bir İzmir vekili Malatya’da ki yolsuzluk iddialarını gündeme getiriyor…
Peki Malatya’nın vekilleri nerede?
Bir Ankara vekili depremzedelerin dramını anlatıyor…
Peki Malatya’nın vekilleri nerede?
Malatya kamuoyunda tek bir cümle dolaşıyor:
“Bu şehrin vekilleri başka illerin vekilleri mi oldu?”
Meclis’e bakıyoruz…
Sadece bir kişi, bir tek kişi şehrin derdiyle dertleniyor:
CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba.
Onun dışında kalan beş milletvekili adeta buhar olmuş durumda.
Sanki Malatya güllük gülistanlık gibi, Meclis oturumları görüntülerini paylaşıyorlar.
Malatya yanıyor, onlar susuyor.
Malatya ağlıyor, onlar bakıyor.
Malatya enkazda, onlar koltukta.
Kusura bakmasınlar ama Malatya halkı bugün kendisini temsil edilmiş hissetmiyor.
Çünkü ortada temsil eden kimse yok.
Gelelim mücbir sebep faciasına…
Van depremi sonrası tam 5 yıl 7 ay mücbir sebep tanındı.
Malatya’ya?
Adıyaman’a?
Kahramanmaraş’a?
Hatay’a?
Bir gün daha yok!
Hatay vekili Nermin Yıldırım Kara, Meclis’te şöyle haykırdı:
“on binlerce insan hâlâ konteynerde. İş yerlerinin yüzde 87’si teslim edilmemiş. Bu durumdaki işletmelere ‘beyanname ver’ demek vicdansızlıktır!”
Bu sözler, Malatya’nın vicdanında bir bıçak gibi dönüp duruyor.
Van’a 5 yıl 7 ay merhamet gösteren devlet, Malatya’ya neden göstermedi?
Bu sorunun cevabını aramak Malatya’nın vekillerinin boynunun borcuydu.
Ama boyun eğik olunca borç da ödenmedi.
Bir de memleketin yükünü tek başına taşımaya çalışan biri var:
MTSO Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu…
Aylarca uyardı, feryat etti:
“Esnaf çöktü!
Bu borçları ödeyecek güç yok!
Ekonomi yerle bir oldu!”
Sadıkoğlu’nun sesi koca şehirde yankılandı.
Ama Meclis’in kapıları bu sese yine kapalı kaldı.
Malatya bugün şöyle bir tabloyla karşı karşıya:
— Yıkım bizde,
— Acı bizde,
— Enkaz bizde,
— Konteynerler bizde,
— Feryat bizde,
Ama
Savunan başka şehirlerden…
Bu şehirde en büyük kırgınlık işte buradadır.
Ve ben buradan bir kez daha ve daha yüksek bir sesle soruyorum:
Malatya’nın vekilleri, bu şehri ne zaman hatırlayacak?
Malatya’yı başkalarına konuşturan vekil, temsil görevinin neresinde duracak?
Bu şehir, yaralarıyla yalnız bırakılmıştır.
Bu şehir, kaderine terk edilmiştir.
Bu şehir, artık sabrının sonuna gelmiştir.
Malatya konuşuyor, vekiller susuyor…
Ama bilin ki:
Bir gün Malatya’nın susan vekilleri değil, Malatya’nın susmayan halkı konuşacak.
O zaman hiçbir sessizlik, hiçbir koltuk, hiçbir unvan bu sorumluluktan kaçamayacak.